Koronavirüs salgınında son dönemde vaka sayılarının yükselmesi, turizmcileri endişelendirirken, Prof. Dr. Kemalettin Aydın, turizm kentlerinde tam kapanma önerisinde bulundu. Aydın, “Turizm sezonunda yoğun hizmet verecek İzmir, Aydın, Muğla, Antalya gibi iller bir makro bakışla 4’lü, 5’li il potansiyelinde değerlendirilebilir. Buralarda 10-15 gün, ramazan süresince çok sıkı bir kapanma yapılabilir, rakamlar dip yaptırılabilir, sonra da o bölgelere giriş çıkışlarda HES kodu ve PCR istenebilir” dedi.
Türkiye’de son günlerde artış gösteren koronavirüs vakalarıyla birlikte birçok il ‘çok yüksek riskli’ iller arasında yer alıyor. Kırmızı kategori olarak belirtilen bu iller arasında, yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği iller de bulunuyor. Özellikle turizm sezonu öncesi Antalya, Muğla, Aydın ve İzmir’deki vaka sayısı artışı, turizmcileri endişelendiriyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, dolmuştaki yoğunluktan kafe restoranına, aile toplantılarından site toplantılarına kadar herkesin faktör olduğu bir yoğunluk yaşadıklarını söyleyerek, “O nedenle de herkes kendine ait sorumluluğu yerine getirebilirse, herkes evin önünü süpürürse sokak temiz olur” dedi.
‘ÖNÜMÜZDEKİ HAFTADAN İTİBAREN DÜŞÜŞ OLACAK’
Prof. Dr. Aydın, virüsün kendisi bir yerlere çekip çoğaldıktan sonra insanlara saldırmadığını belirterek, “Hepimizin sülalesinde, evinde, yakınlıklarımızda vakalar olmaya başlıyor ‘geri geldi’ diyoruz. Oysa geri getiren biziz. ‘Geri geldi’ deyince birbirimizle olan yakınlığımızı yeniden kontrol ediyoruz. Şu anda Türkiye hemen hemen yeniden o ısıyı hissetmiş durumda. Benim analizlerime göre; önümüzdeki haftadan itibaren belirli bir düşüş olacak. Neden? Kısıtlamalara uyum oranı, uymayanların hastalığa yönelik ödediği bedeller, topluma vermiş olduğumuz bilgilendirmeler ile beraber toplum ellerini kaldıracak ‘ateş yaklaşıyor ısı yaklaşıyor, biraz daha dikkat edelim’ diyerek ramazanında bütünleştirici etkisiyle azalacağını düşünüyorum” diye konuştu.
‘BİR KISIM KISITLAMALAR GELEBİLİR’
Türkiye’nin önümüzdeki günlerde ‘tam kapanma’ diye tabir edilen kapanmayı yapmasının mümkün olmayacağını, ancak tam kapanmaya yakın geçtiğimiz nisan, mayıs ayındaki gibi kısıtlamaları yapabileceğini kaydeden Aydın, “Burada 3 şeye dikkat etmemiz lazım. Ramazanın kendisinin getirdiği ayrışma, uzaklaşma ya da sakin yaşam bir faktör. Kurallara uymak bir faktör. Diğer taraftan da bir kısım kısıtlamalar daha gelebilir mi, gelebilir. Örneğin; yaşa bağlı kısıtlamalar ya da kafe restoranın dışında açık olan internet kafeden tutunda sauna, futbol sahası gibi bir kısım kısıtlamalar gelebilir ve bu bütünleştirilir. Yani tam kapanma değil, ramazanın ilk 15 günü artırılan bir kısıtlama, ramazanın olağan seyri, bir de insanların da kurallara uymasının üçlüsüyle ramazanın ortalarına doğru Türkiye’nin belirli bir yönetilebilir düzeye doğru ilerlediğini göreceğiz” diye konuştu.
‘BELİRLİ BİR RAKAMIN ALTINA İNMESİ GEREKİYOR’
Prof. Dr. Aydın, bugün Türkiye’nin hemen hemen yüzde 80-90’ının kırmızıya döndüğünü, önümüzdeki zaman dilimini yönetme adına ramazanda bir kısım illerde ya da bölgelerde giriş çıkış kısıtlamalarnın olabileceğini söyledi. Aydın, şöyle konuştu:
“Avrupa’da aşılarını tamamlayan ülkeler, örneğin İngiltere mayıs ayının ortalarında seyahat konusunda açıklama yapacak. Bugünden bakarsak İngiltere’nin seyahat açıklaması içerisinde Türkiye’nin olma ihtimali çok düşük. Türkiye’ye seyahat izni vermeyecek. Vermediği zaman siz İngiliz olarak gelebilirsiniz ama dönüşte 14 gün karantinaya alınacaksınız. Öyle olunca da gelmezsiniz. Turizm penceresinden bakarsak bizim önümüzdeki süreci yönetme adına tüm Türkiye’nin ve turizm bölgelerinin belirli bir rakamın altına inmesi gerekiyor. Belki aykırı bir öneri gibi gelebilir ama yoğun olan kentler ile beraber, turizminde yoğun hizmet vereceği İzmir, Aydın, Muğla, Antalya gibi iller bir makro bakışla 4’lü, 5’li il potansiyelinde değerlendirilebilir. Buralarda 10-15 gün, ramazan süresince çok sıkı bir kapanma yapılabilir. Orada rakamlar dip yaptırılabilir, sonra da o bölgelere giriş çıkışlarda HES kodu ve PCR istenebilir. Buna ‘tersten karantina’ diyorum. İyi olan bölgeyi koruma adına da karantina yapabilirsiniz. Biz karantinayı kötü olan bölgeyi kapatmak olarak yorumluyoruz ama ‘tersten karantina’ dediğimiz zamanda iyi olan bölgeyi de koruma yapabilirsiniz. Belki önümüzdeki günlerde böyle bir akıl tartışılabilir. Turizmin yoğun olacağı kentlerde belirli bir başarı elde edilerek onların tersten karantina ile korunması sağlanabilir ve önümüzdeki yaz döneminin turizm avantajı kaybedilmez.”