Radison markasıyla dünyanın en büyük otel işletmecilerinden biri olan The Rezidor Grubu’nun Ortadoğu-Afrika Bölgesi Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü 35 yaşındaki genç bir Türk, Yiğit Sezgin yapıyor.

Rezidor grubuna ait 20 otelin tüm operasyonlarını yürüten Sezgin, bölgede iki yıl içinde açılacak 20 otelin de sorumluluğunu üstlenecek. Dünyanın 55 ülkesinde 375 otel işleten Rezidor Grubu böylelikle 40 otelini Yiğit Sezgin’e emanet edecek.

Dedesi TÜRSAB eski Başkanı

Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra tercihini turizm sektöründen yana kullanan Yiğit Sezgin, iş yaşamına Hilton Grubu’nda başlamış. Turizm aşkı aileden gelen Yiğit Sezgin’in dedesi TÜRSAB Başkanlığı ve Türk Hava Yolları’nda genel müdürlük yapmış Rıfat Zeynioğlu.

Bahreyn Veliaht Prensi çağırdı

Ritz Carlton ile yurtdışında açılan ve Ortadoğu’ya giden Yiğit Sezgin’in ilk uğrak yeri Dubai olmuş. Ardından Katar ve Bahreyn’de de çalışmış. Bahreyn’de rezidans ve spa projesine imza atan Sezgin, Bahreyn Veliaht Prensi’nin teklifi üzerine Ekonomi Geliştirme Kurulu’na girmiş ve bir spor pazarlama şirketine genel müdür olarak atanmış.

20 otel daha açacak

Rezidor Grubu, Dubai’deki Inter Continental Oteli’ni satın alınca Radisan SAS markasını yerleştirme görevini Yiğit Sezgin’e vermiş. Yaklaşık 4 yıldır Rezidor Grubu’nda üst düzey yönetici olarak çalışan Sezgin için 2010 çok önemli. Çünkü Sezgin Radison Blu, Missoni ve Park Inn markalarıyla Kahire, Abu Dabi, Libya, İskenderiye Suudi Arabistan’da Medine, Mekke. Addis Ababa, Lagos, Dakar, Cape Town, Johannesburg ve Port Elizabeth’de 20 otel daha açacak.

Başkan Yardımcısı olmayı hedefliyor

Yiğit Sezgin, Rezidor grubunda kendisine iddialı hedefler koymuş. Şirket içinde kendisinin pozisyonunda dört yönetici daha bulunduğunu söyleyen Sezgin, hedefinin grubun satış ve pazarlamadan sorumlu başkan yardımcısı olmak olduğunu söylüyor.

Dubai turizmde nasıl başarılı oldu?

Yiğit Sezgin, Dubai’nin turizmde nasıl büyük bir cazibe merkezi haline geldiğini ise anlatıyor: “Dubai stratejik planlaması çok iyi yapılmış bir şehir. Burası bir pazarlama ürünü. Burası bir ülke gibi değil bir şirket gibi yönetiliyor. 5 yıllık seçim planlarıyla hareket edilmiyor. Türkiye’nin sahip olduğu avantaj ve farklı ürünlere rağmen kendisini Dubai kadar pazarlayamamış olması beni endişelendiriyor.”