Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dünyanın uzak merkezlerinden gelenlerin Tunus, İstanbul, Kahire, İzmir ve Atina’yı ortaklaşa görmeyi sağlayacak destinasyon çalışmaları olduğunu bildirdi.
Bakan Günay, Tunus’un Djerba Adası’nda Dünya Turizm Örgütü tarafından düzenlenen ”Akdeniz Turizminin Geleceği” konulu ”6. Uluslararası Destinasyon Yönetimi Konferansı”nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
”Türkiye’nin Tunus turizmine desteğine” yönelik soruya Günay, toplantının Tunus turizmini desteklemek amacıyla düzenlendiğini, kendilerinin de bu amacı paylaştığını söyledi.
Türkiye’nin kadim dostu Tunus’un Afrika’da geçmişten beri turizm konusunda öne çıkan ülkelerden birisi olduğuna işaret eden Günay, Djerba Adası’nın da ülkenin önemli turizm merkezlerinden olduğunu kaydetti.
Tunus’ta Arap Baharı döneminin yarattığı bir sıkıntı yaşandığını ancak izlerini yitirmeye başladığını dile getiren Günay, ”Biz de bazı tecrübelerimizi ve birikimlerimizi Tunus’a yansıtma konusunda ortak program çalışması yapacağız” diye konuştu.
Bakanlık temsilcilerinin, seyahat acentelerinin, otelcilerin, sektör temsilcilerinin ve en üst düzey yöneticilerinin bu amaçla Tunus’a geldiğini belirten Günay, ”Tunus’un eğitim konusunda bizden bekledikleri var. Turizmin kalitesini yüksekte tutma, hizmet içi eğitim ve el sanatlarını geliştirme konusunda. Bu alanlarda Türkiye son yıllarda öne çıktı. Bilinir bir turizm ülkesi haline geldik” dedi.
Türkiye’nin Tunus’a daha fazla turist gelmesi için tur operatörlerince başlattığı girişimler bulunduğunu kaydeden Günay, ”Biz şu anda Polonya’dan Tunus’a rezervasyon çalışmaları yapıyoruz turist getirmek için. Rusya’dan, Almanya’dan arkadaşlarımızın çalışmaları var” diye konuştu.
”Uzak pazarlardan gelecek turistleri ortak destinasyonlarda buluşturmalıyız”
Tunus’un Türkiye’de gelecek günlerde daha geniş bir tanıtım kampanyası yapması gerekeceğini vurgulayan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Tunus’un mevsimi uzun, tesisleri mükemmel. 200 bine yakın yatak var. Djerba’da da 50 bine yakın yatak var. Gerçekten doğayı tahrip etmeyen bir turizm konaklaması sistemi kurulmuş. Ayrıca önemli arkeolojik alanları ve müzeleri var Tunus’un. Bunların Türkiye’de tanıtılması gerekiyor. Bu konuda tanıtım çalışmasını paylaşırlarsa hem Akdeniz’in bütününde turizmin öne çıkması için bir çalışma yapmış oluruz hem de Tunus turizmine Türkiye’nin doğrudan doğruya katkısı olur.
Sadece Tunus’a değil, Mısır’a, Yunanistan’a önerdiğimiz bir başka model var. Avrupa tabii önemli bir pazar ama gittikçe yaşlanan ve yorulan bir pazar. Avrupa’yı mutlaka bizim ikame etmemiz gerekiyor. Yeni pazarlarla, dünyaya yeni açılan büyük ekonomiler var. Çin, Hindistan, Malezya, Latin Amerika var. Bu alanlarda bizim de daha fazla görev almamız ve uzak pazarlardan gelecek turistleri ortak destinasyon programlarında buluşturmamız gerekiyor. Dünyanın uzak merkezlerinden gelenlerin Tunus, İstanbul, Kahire, İzmir, Atina’yı ortaklaşa görmesini sağlayacak destinasyon çalışmamız var.”
”Herkes hak ettiği cevabı bizden alıyor”
Konferansta tarihi eserlerin iadesi için işbirliğinin önemini vurguladığının hatırlatılması üzerine Bakan Günay, dünyanın bütün büyük müzelerinde Akdeniz coğrafyasından haksız giden çok sayıda eser olduğunu bildirdi.
”Hiç kimse yıllardır büyük bir gelir kaynağına dönüştürerek sergiledikleri eserlerin ait oldukları topraklara dönmesini çok istemiyor. Örtülü ya da açık direnişler var, konuyu karartma çalışmaları var” diyen Günay, kendilerinin arkeolojik çalışmalarla eser iadesi konularını birbirine karıştırmadıklarını ifade etti.
Günay, şunları kaydetti:
”Yerli ya da yabancı bütün kazıları objektif biçimde irdeliyoruz. Bunları birbirine karıştırma gayreti dünya kamuoyunu bir miktar yanıltmaya yönelik. Herkes hak ettiği cevabı bizden alıyor. Bizim ne yaptığımızı bilenler bu tür karalamalara kulak asmıyorlar.
Geçmiş dönemlerin sömürgeci anlayışlarından artık herkes vazgeçmeli. Bugün dünyanın bu anlayışları geride bıraktığını Batı dünyasının da bunu hızla öğreneceğini tahmin ediyorum.”
Bakan Günay, İngiltere’deki Eros başının iadesi konusunda da seslerini yükseltmeden ancak kararlı biçimde taleplerini sürdürdüklerini ifade etti.