Türkiye’ye yakınlığıyla dikkat çeken Rodos Adası, sadece masmavi deniziyle değil; köklü tarihi, saklı köyleri, doğal güzellikleri ve geleneksel lezzetleriyle de Akdeniz’in en etkileyici tatil duraklarından biri.
Yunan adaları denince çoğu kişinin aklına Santorini veya Mykonos geliyor. Ancak Ege’nin doğusunda, Türkiye’ye sadece bir adım uzaklıktaki Rodos Adası; hem tarihi derinliği hem kültürel zenginliği hem de doğal güzellikleriyle bu ünü fazlasıyla hak ediyor. Osmanlı’dan İtalyanlara uzanan geçmişiyle farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan ada, Orta Çağ sokaklarından huzurlu köylerine, kelebek vadisinden eşsiz plajlarına kadar her köşesiyle büyülüyor. İşte Rodos Adası’nda tatil yapmanın avantajları ve mutlaka gezilmesi gereken yerler…
Rodos’ta tatil yapmanın avantajları
Yılın 300 günü güneşli: “Güneş Adası” olarak bilinen Rodos’ta yaz mevsimi uzun, kışlar ise ılık ve yağışlı. Güneşin neredeyse hiç eksik olmadığı bu ada, deniz tatili için ideal.
Kültürel derinlik: Eski Şövalyeler Kenti olarak bilinen Orta Çağ’dan kalma Rodos Şehri, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Aynı anda hem Bizans hem Osmanlı hem de İtalyan etkilerini hissedebileceğiniz ender destinasyonlardan biri.
Uygun bütçeli seçenekler: Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında daha sakin olan adada, otel ve uçak fiyatları düşerken, kalabalıktan uzak huzurlu bir tatil yapmak mümkün.
Çeşitli plaj ve koylar: Kumsaldan çakıllı koya, sörfe uygun rüzgarlı sahillerden çocuklu aileler için sakin kıyılara kadar çok sayıda alternatif bulunuyor.
Rodos’ta mutlaka gezilmesi gereken yerler
Eski Şehir (Old Town)
Taş sokakları, Şövalyeler Sokağı, Süleyman Camii, Yahudi Sinagogu ve Büyük Üstatlar Sarayı ile geçmişin izlerini taşıyan büyüleyici bir merkez. Özellikle gün batımında atmosferi unutulmaz.
Lindos
Tepedeki akropolisi, beyaz badanalı evleri ve eşsiz manzarasıyla adanın en romantik noktalarından biri. Lindos sokaklarında yürüyüş yapmak adeta bir zaman yolculuğu gibi.
Kelebekler Vadisi (Valley of the Butterflies)
Yaz aylarında binlerce kelebekle renklenen bu vadi, doğaseverler için adeta bir cennet. Serinliği ve huzurlu doğasıyla yazın sıcağından kaçmak isteyenlere ideal.
Yedi Pınarlar (Seven Springs)
Doğayla baş başa kalmak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bir bölge. Göl, yürüyüş yolları ve doğal su kaynaklarıyla ferahlatıcı bir mola noktası.
Kamiros Antik Kenti
Batı kıyısında yer alan bu antik şehirde Helenistik döneme ait kalıntılar yer alıyor. Tarihe ilgi duyanlar için keşif dolu bir yürüyüş sunuyor.
Kalithea Kaplıcaları
İtalyan döneminden kalan mimarisiyle dikkat çeken kaplıcalar, hem şifa arayanlara hem fotoğraf tutkunlarına hitap ediyor.
En güzel plajlar
Anthony Quinn Koyu: Doğal taşlarla çevrili bu koy, adını burada film çeken aktörden alıyor. Turkuaz suyu ve sakinliğiyle ünlü.
Tsambika Plajı: Altın sarısı kumsalı ve sığ deniziyle özellikle aileler tarafından tercih ediliyor.
Prasonisi: Rüzgar sörfü meraklılarının favorisi. Ege ve Akdeniz’in birleştiği bu özel nokta, farklı deniz deneyimi sunuyor.
Afandou & Ladiko: Daha sakin, daha yerel bir plaj deneyimi için ideal.
Rodos’un gastronomi zenginliği
Rodos mutfağı; Osmanlı, İtalyan ve Ege tatlarının birleşimiyle ortaya çıkmış özgün bir lezzet mirası. Melekouni (düğünlerde sunulan ballı susam tatlısı), pitaroudia (nohut köftesi), tahinli çörekler ve keçi etli yemekler mutlaka tadılmalı. Ada köylerinde yerel şarap tadımı da yapılabiliyor; özellikle Embonas bu konuda öne çıkıyor.
Gece hayatı ve alışveriş
Faliraki’de gece kulüpleri ve barlar sabaha kadar açıkken, Lindos’ta geleneksel Yunan müzikleri eşliğinde daha sakin ama otantik bir eğlence sizi bekliyor. Eski Şehir’deki çarşılarda ise el yapımı seramikler, dantel işlemeler ve geleneksel tatlar alışveriş severleri cezbediyor.