Türkiye’den yasa dışı yollarla kaçırılan ve İskoçya’da bulunan MÖ 4. yüzyıla ait altın taç ve MÖ 2. binyıla ait bronz dağ keçisi figürü iade edildi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmeye başladı.
Tarihi eser kaçakçıları tarafından çalınan dağ keçisi figürü ve altın taç yapılan uzun çalışmalar neticesinde Türkiye’ye geri getirildi. Bakan Kurtulmuş, Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde düzenlenen törenle eserlerin sergiye sunumunu açtı.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da ve Amerika’da Türkiye’den kaçırılmış çok sayıda eserin olduğunu biliyoruz. Suriye’deki devam eden iç savaşın faturalarından birisi de dünyanın en büyük tarih ve medeniyet merkezlerinden birisi olan Şam’ın, Halep’in tarihi güzelliklerinin kaçırılıp birkaç sene sonra Avrupa’daki büyük müzelerinde sergilenecek olmasıdır” ifadelerini kullandı.
Tanıtım töreni kapsamında konuşan Kurtulmuş, Anadolu topraklarının dünyanın tarihi zenginliği bakımınından kültür hazinesi coğrafyalardan biri olduğunu belirterek, Anadolu coğrafyasında hem İslam öncesi hem de İslam dönemine ait çok önemli eserler olduğunu kaydetti.
“Büyük medeniyetlerin büyük ayak izlerine sahibiz” diyen bakan Kurtulmuş, arkeolojik bakımdan dünyanın en değerli ülkelerinden birisinin Türkiye olduğuna dikkat çekti.
Kurtulmuş: Tarihi eser kaçakçılığı önlenmeli
Böylesine büyük bir birikime sahip olmaktan iftihar ettiklerini ve bu eserlerin gün yüzüne çıkarılabilmesi için gayret sarf ettiklerini dile getiren Numan Kurtulmuş, “Tam tabiriyle hafiye gibi eserlerimizin peşine takılıyoruz. Hala çok sayıda önemli eserin yurt dışında olduğunu biliyoruz.
Dünyada bugün adli vakalar, terör olayları var ama en az bunlar kadar önemli bir diğer alan da uluslararası tarihi eser kaçakçılığıdır. Burada dünyadaki bütün medeni ülkelerin samimi bir iş birliğine ihtiyacı vardır.” şeklinde konuştu.
Bakan Kurtulmuş konuşmasına şöyle devam etti: “Nasıl teröre karşı mücadelede samimi bir iş birliği olmadan terörün küresel boyutunu önlemek mümkün değilse, tarihi eser kaçakçılığı konusunda da ülkelerin samimi iş birliği sağlamaması halinde tarihi eser kaçakçılığının önüne geçmek mümkün değildir.
Örneğin Suriye’deki devam eden iç savaşta, muazzam bir göç sorunun olduğunu biliyoruz. En az bunlar kadar Suriye’deki devam eden iç savaşın faturalarından birisi de; dünyanın en büyük tarih ve medeniyet merkezlerinden birisi olan Şam’ın, Halep’in tarihi güzelliklerinin tahrip edilip, kaçırılıp birkaç sene sonra Avrupa’daki büyük müzelerinde sergilenecek olmasıdır.
Eğer tedbir alınmazsa birkaç yıl içinde oradaki tarih kentin bir kısmı batıdaki müzelerde, anlı şanlı sergilenecektir. Bunun için tarihi eser kaçakçılığının önüne geçelim.”
Altın taç için çalışmalar 2010’da başladı
İskoçya’nın Edinburgh şehrinde ele geçirilen Türkiye kökenli altın tacın iadesi için çalışmalar 2010 yılında başlatıldı. Konunun adli mercilere taşınmasının ardından taç üzerinde hak talep eden şahıs duruşmada talebini geri çekti ve eserin mülkiyeti İskoç hakim tarafından Türkiye’ye verildi.
Taç, MÖ 4. yüzyıla tarihlendiriliyor ve büyük olasılıkla Anadolu’nun eski Karya bölgesine ait bir eser. En yakın örneği Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Prenses Ada’ya ait altın taç.
Dağ keçisi figürü Fransa’dan getirildi
Alman ve Fransız polisi tarafından Fransa’da tespit edilen eser, Erzurum Müzesi Müdürlüğü’nden çalındı. Bronzdan yapılmış MÖ 2 binin sonuna tarihlendirildiği düşünülen eser INTERPOL Uluslararası Çalıntı Sanat Eserleri Veri Tabanı üzerinden dünya genelinde araştırıldı. Araştırmalar neticesinde eseri elinde bulunduran kişi eserin sahte olduğunu öğrenince Paris Büyükelçiliği’ne teslim etti ve eser burada muhafaza altına alındı. Ardından Türkiye’de Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne getirildi.
Sırada el yazması Kuran var
Bakan Kurtulmuş, altın tacın yanı sıra Londra’da çok önemli bir müzayede salonunda 16. yüzyıla ait olan, Karahisari’nin oğlunun el yazması Kur’an-ı Kerim eserinin müzayedeye çıkarılacağını öğrenince hemen müdahale ettiklerini kaydederek, “Eserin Türkiye’ye ait olduğunu ortaya koyarak müzayedeyi durdurduk. Şimdi Türkiye’ye getirilmesi için de teşebbüslerimizi sürdürüyoruz. İnşallah onu da getireceğiz. Ülkemize ait eserlerin peşini bırakmayacağız.” diye konuştu.