Cennetin yeryüzündeki görünümü Maldivler, denizi, kumu, güneşi ve eşsiz manzaraları ile seyahatseverlerde kalıcı izler bırakıyor.
Sabah Gazetesi’nden Gamze Biran’ın Maldivler yazısı;
Hayatımda gördüğüm en güzel maviyi, en egzotik meyveleri, bir dediğinizi iki etmeyen güleryüzlü personeli ve pembe renkli gün batımını Maldivler’de buldum.
İstanbul’da hava sıcaklığı henüz 20’leri bulmamışken Maldivler’e doğru yola çıkıyorum. Sekiz saatlik yolculuğun sonlarına doğru gözümü açtığımda kendimi masmavi okyanusun üstünde yüzlerce adaya bakarken buluyorum. Uçak yavaş yavaş alçalırken uçaktaki insanların neden kıyafet değiştirdiklerini ancak dışarıdaki havayı hissettikten sonra anlayabiliyorum. Male Havaalanı’nda uçağın kapısı açılıyor ve yüzüme 35 derece sıcaklık vuruyor. Bu kadar turistik bir yerin havaalanı nasıl olur da bu kadar eski ve küçük olur diye düşünmeden edemiyor ve pasaport kontrol noktasına doğru ilerliyorum. Havaalanından çıkarken bavullar X-ray’den geçiriliyor. Ülkeye içki sokmak yasak, şehir merkezinde içki satışı da yasak ama otellerde herhangi bir kısıtlama yok.
Kontrolden sonra her otelin görevlisi çıkışta gelen konukları karşılıyor. Bizi otelimize götürecek tekneye doğru gidiyoruz. Can yeleklerimizi giyip masmavi suların üstünde sürat teknesiyle yola koyuluyoruz. Yaklaşık 25 dakikalık yolculuğun ardından otelimizin bulunduğu Kani Adası’na varıyoruz. Turkuvaz deniz, bembeyaz kumlar, gökyüzüne uzanan palmiyeler karşılıyor bizi…
Tekneden inip iskeleden adaya doğru yürürken adeta rüyadaymışım gibi hissediyorum.
Hayat yavaş akıyor
Denizin üstündeki ultra lüks bungalovlara doğru ilerliyoruz. İçerisinde her şey düşünülmüş…
Odaların kendine özel iskeleleri, manzaraya karşı küvetleri bile var. Denizde gel git öyle fazla ki; sabah sular çekildiğinde evlerin önlerindeki sular kayboluyor akşam güneş batarken tekrar geliyor. Adadaki herkes gün doğumuyla beraber uyanıyor. Bulutların nasıl renkten renge geçtiğini ve gözümüzü açtığımda o turkuvaz suların nasıl göz alıcı olduğunu görmek paha biçilemez…
Adada hayat biraz yavaş akıyor ama o dinginlik insana iyi geliyor. Kimi zaman yanınıza tropikal bir kuş yanaşıyor, denizdeyken altınızdan bebek köpekbalıkları geçiyor ama o doğallığın içinde normal karşılıyorsunuz. Maldivler’de 12 ay güneş var ve hava sıcaklığı ortalama 30 derecelerde dolayısıyla gitmek için her ay uygun ama temmuzağustos gibi yağmur geçişleri olabiliyormuş. Biz gittiğimizde de yağmur vardı. 10 dakika yağıp sonrasında güneş açıyor ve ada eski haline dönüyor. Bir de telefondaki hava durumu aplikasyonu Maldivler için hiç doğruyu yansıtmıyor. Umarım renklerin güzelliğini anlatmaya fotoğraflar yardımcı olur, çünkü tarif etmek gerçekten zor. Her sabah odamıza gelen tropikal kahvaltı eşliğinde o göz alıcı maviye uyanmak, bembeyaz kumlarda dolaşmak, günün her saati ikramlar, kokteyller eşliğinde keyif yapmak, berrak suyun altında dolaşan balıkları izlemek, dalgaların sesi eşliğinde uyumak…
Bir hafta boyunca Maldivler rüyasını yaşadık.
Hızlandırılmış Maldivler Turu
Papaya, Hindistan cevizi, passion fruit, kılıç balığı, karides… Adada tropikal meyve ve balıkla besleniyorsunuz.
Yanınıza rahat kıyafetler, şapka, gözlük, dergi, kitap alın.
Güneş kavurucu olabiliyor. O yüzden güneşlenirken kremsiz çıkmayın. Hatta öğle saatlerinde krem bile yetmiyor, gölgede oturmak gerekebiliyor.
Öğreniyoruz ki Male merkezden uzaklaştıkça deniz daha güzelleşiyor, daha durgun oluyormuş.
Adada her gün şnorkel, kano, sörf gibi aktiviteler var, adanın keyfini çıkarmak için birebir…
Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla direkt uçuş var.