Taksim Dayanışması bugün yaptığı basın açıklamasıyla taleplerini yineledi.
Taksim Dayanışması’ndan Gezi Parkı Direnişi’ne ilişkin basın açıklaması şöyle;
“Yurdumuzun dört bir yanından, meydanlarımızdan, parklarımızdan, evlerimizden, odalarımızdan, sendikalarımızdan, partilerimizden, kısacası her neredeysek oradan sesleniyoruz.
Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir aradayız. Taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmiş değiliz.
Unutturmak isteyenler ve varsa hala duymayanlar için bir kez daha kez daha hatırlatalım.
Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını,
Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak, halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan; binlerce, insanın yaralanmasına, beş yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların, başta İstanbul, Ankara, Hatay ve Adana Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını,
Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
Afet zamanlarında da toplanma ve korunma yerlerimiz olan Gezi Park’ı başta olmak üzere halkın kullanımına kapalı bütün parklarımızın bir an önce kullanıma açılmasını, önemle ve acilen talep ediyoruz.
Ülkemizde demokrasinin yaralarını sarıyor ve barışıyoruz
Siz, yetkili ve ilgili makamları bizlerin adına işgal edenler biliniz ki bu talepleri yerine getirmekten ve dünyanın gözü önünde işlediğiniz insanlık suçu şiddetin hesabını vermekten; bazı siyasi grupları, taraftar gruplarını ve kişileri hedef göstererek kaçamazsınız. Bu talepler artık sadece bizlerin değil, dünyanın tüm duyarlı insanlarının da talepleridir.
Evrensel hukuka aykırı bir şekilde ev baskınlarıyla yüzlerce arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Gözaltındaki ve hastanelerde tedavi altındaki dostlarımızın her türlü hukuki ve insani gereksinimlerinin karşılanabilmesi ve hepimizin desteğinin sunulması için ilgili bileşenlerimiz tarafından yapılan ziyaretler ve hizmetler sürdürülmektedir.
Acımasız, hukuksuz, akıl ve vicdan tanımaz şiddet uygulaması nedeniyle hastaneler, ulaşabilen binlerce kişi tedavi altındadır. Ayrıca, son günlerde İstanbul sokaklarında çantalar aranmakta ve sağlıklarını, yaşamlarını korumak amacıyla insanların taşımak zorunda kaldıkları basit toz maskeleri ve gözlüklere, emniyet güçleri tarafından el konulmaktadır. Bazen de bu korunma malzemelerini taşıyanlar gözaltına alınmaktadırlar. Bu uygulama insanların en temel hakkı olan yaşam, beden ve ruh sağlığını koruma hakkını tehlikeye atmaktadır. Bu uygulamaya derhal son verilmeli, uygulayanlar hakkında işlem yapılmalıdır.
Bizler şimdilik afet halini alan ve tıpkı deprem gibi ne zaman, nereden ve neyin tetiklediği belli olmayan bu şiddete karşı, afet toplanma alanlarımız olan parklarımızda her gece saat 21.00’de kendi kararlarımızı verip bu kararlarımızı yaptığımız dayanışma toplantılarında ortaklaştırıyoruz. Ülkemizde demokrasinin yaralarını sarıyor ve barışıyoruz…
Bizi korkutmaya, bölmeye, yalnızlaştırmaya çalışanlar bilsinler ki hiç birimiz yalnız değiliz. Sokakta, yolda, işte, meydanlarda, mahallelerde birbirimizi korumaya kollamaya ve anlamaya devam ediyoruz.
Yaşasın dayanışmamız…
Her yer Taksim her yer direniş…”