Londra’da Olimpiyat heyecanı yaşanıyor.
Her yıl sayısız etkinlik ve aktiviteye ev sahipliği yapan Londra’yı bu sene görenler oldukça şanslı.Zira Olimpiyatlar’a hazırlanan kentin bu devasa etkinlikle birlikte değişen ve hareketlenen yüzünü görmek en son 1948 yılında yapılan Olimpiyatlar’da mümkün olmuştu.
Bu yıl 27 Temmuz’dan itibaren başlayacak Olimpiyat coşkusu Londra’yı bu sezonda ziyaret edecek her yaştan herkesi eşsiz bir deneyime çağırıyor.
Londra,kendisini bundan önce görmeye gidenler içinse dört bir yandan devam eden heyecanlı hazırlıkları izlemek için yine eşsiz bir deneyime davet ediyor.
“Londra’yı görmekle dünyanın hayata dair bana gösterebileceği her şeyi görmüş oldum.” Samuel Johnson
Ünlü İngiliz yazar ve dil bilimci Samuel Johnson’ın meşhur deyişinde olduğu gibi Londra dünya üzerinde kültürel çeşitlilikten sanata,Haute Coutere’den sokak modasına,köriden safran lezzetlerine,monarşiden ileri demokrasiye,İslam’dan Sihizm’e kadar hayatın sunduğu kelimenin tam anlamıyla her şeyin bulunabileceği eşsiz bir kent.
Londra bu yılın en cazip turizm merkezi!
Binlerce yıl boyunca İngiliz Monarşisi’nin merkezi olan 2000 yıllık şehir bu yıl 2012 Olimpiyat Oyunları’nı ağırlıyor.27 Temmuz’da görkemli bir seremoniyle açılacak Olimpiyatlar’ın getireceği yepyeni solukla Londra bu senenin cazip destinasyonlarından biri.
300 farklı dilin konuşulduğu Londra’nın kendine özgü hikayesini diğer bütün Avrupa kentlerinden ayıran temel özelliği, Londra’nın modernleşme hikayesinin diğer Avrupa kentlerinden bir asır önceye,18.yüzyıl başına uzanması.Bu anlamda bir ilk olan Londra modernleşmenin kurum,kural ve ilişkilerinin yazıldığı ve normlarının belirlendiği yer olma özelliğini taşıyor.
Kendi tarihsel farklılıkları ile eşsizleşen Londra’nın Avrupa ve Amerika kıtaları arasındaki coğrafi konumu ve bütün deniz yollarına yakınlığı,kenti Avrupa’dan bağımsız hale getiren temel etken.
Böylelikle18. yüzyıl başlarından itibaren önemli bir sermaye birikimine sahip olan Londra’da, ticaretin getirdiği finans ve hukuk kurumları ve bunlara ait bankacılık ve avukatlık gibi üst ve orta sınıf oluşurken, aynı zamanda geniş bir işçi sınıfı ortaya çıktı. Çok erken tarihlerden itibaren büyük bir sermaye birikiminin oluşmasıyla birlikte,modernleşmenin gerektirdiği tabandan gelen zorunluluklara cevap verebildi kent ve bu sermaye birikimi sayesinde kentin konut,ticaret alanları ve altyapı gereksinimleri gibi yeni mekansal ilişkileri karşılanabildi.Diğer tüm Avrupa şehirlerinden farklı olma özelliğini de bu sayede kazanmış oldu Londra.
Bugün başta Doğu yakası olmak üzere, kentsel dönüşümün devam ettiği Londra’da kentin son 20 yıl içinde en dikkat çeken kentsel dönüşüm projesi 1970’lerde başlarken 1990’larda Thatcher’ın iktidara gelmesi ile kent büyük bir neoliberal projeye sahne oldu.Bu projenin merkezinde ise master planı Skidmore,Owings&Merril tarafından 1988’de yapılan Canary Wharf bölgesi bulunuyordu.
Bu noktada Londra’nın coğrafi konumu tekrar devreye girdi.Saat dilimi açısından Londra’nın hem New York hem de Tokyo borsaları ile aynı gün içinde iş yapabilmesi ve bu zincire eklenmesi sayesinde 24 saat işleyen bir borsa sistemine imkan vermesi ile kent yeni finans merkezi olma imkanını yakaladı.
Dünyanın en eski metrosu
Londra’yı görmek için yılın eb iyi zamanları baharda başlıyor. Kapalı ve yağışlı kış havasının yerini görece ılıman bir iklim,canlı bir doğa ve dinamik bir kültürelhayat alıyor şehirde. Dünyanın en gelişmiş metro sistemlerinden birine sahip Londra’da toplu ulaşım hem uygun fiyatlı, hem de trafik sorununa çok iyi alternatif sunuyor. 1863 yılında Metropolitan Railway ismiyle açılan ve dünyanın en eski metrosu olan Londra metrosunun yapılış amacı o zamanlar at arabalarından oluşan trafiğin yoğunluğunu azaltmaktı. Bugünse gerek popüler,gerek keşfedilmeyi bekleyen lokasyonları dahil olmak üzere şehirde gitmek isteyeceğiniz her yere yakın bir metro istasyonu bulunuyor.