Yaklaşık 6 bin yıllık buluntuların <a class="tkktLnk" href="https://www.sabah.com.tr/haberleri/dunya" target="_blank" rel="noopener tag noreferrer">dünya</a> göç haritasını deÄŸiÅŸtirebileceÄŸini ifade eden Arkeolog Mehmet Ali Polat, “Dünya göç haritasına baktığımız zaman, Karadeniz’in Kuzey’inden, Balkanlardan Anadolu’ya doÄŸru bir göç olduÄŸu görülmekte Tunç çağında. Ama buradaki son veriler, buradaki mezarlar, içerisindeki küçük buluntular ve runik alfabe sembolleri deÄŸerlendirildiÄŸi zaman, Anadolu’dan Balkanlara, oradan Avrupa’nın KuzeydoÄŸusu ve Karadeniz’e doÄŸru göç haritasını deÄŸiÅŸtirebilir” dedi.</p>
<strong>BİZANS DÖNEMİ KALINTILARINA RASTLANDI</strong></p>
<p>KabataÅŸ-BeÅŸiktaÅŸ-Mecidiyeköy- Mahmutbey metro hattının BeÅŸiktaÅŸ İstasyonu olacak alanda, <a class="tkktLnk" href="https://www.sabah.com.tr/haberleri/istanbul" target="_blank" rel="noopener tag noreferrer">İstanbul</a> Arkeoloji Müzeleri tarafından 2016’dan bu yana arkeolojik kazılar yapılıyor. Tüm hızıyla devam eden kazıları sekteye uÄŸratacak hava olaylarından alanın korunması için, dev bir iskele kuruldu ve üzerine branda serildi. Yapılan çalışmalarda 1910 yılında yapılmış tramvay hattı ve depolarına ait kalıntıların yanı sıra geç Osmanlı dönemi ve ardından orta ve geç Bizans dönemi kalıntılarına rastlandı.</p>
Bu katmandan hemen sonra ise, BoÄŸaz hattı için çok önemli olan Helenistik ve Roma dönemine ait küçük buluntular ortaya çıkarıldı. Ancak BeÅŸiktaÅŸ’taki kazılarda arkeologları en çok heyecanlandıran buluntularla, bu katmanlardan sonra karşılaşıldı. Günümüz deniz seviyesinden 1 buçuk metre derinlikte, dairesel plan veren taÅŸ dizileri görüldü. Çalışmalar ilerledikçe bu yapıların, kurgan tipi mezarlar olduÄŸu ortaya çıktı.</p>
Türkiye’de bulunmuÅŸ en eski kurgan tipi mezarların, İlk Tunç çağına ait olanların hepsi ‘kremasyon’ yani yakılarak gömüldüğü için, kemikler çatlamış ve ufalanmış durumda. O nedenle alandaki arkeologlar çalışmalarını, dişçi aletleriyle ve titizlikle sürdürüyor. Çok ince bir çalışma yapılarak tüm mezarlar açılıyor ve belgeleniyor.</p>
<strong>82 ADET MEZARA RASTLANDI</strong></p>
<p>2016’dan bu yana devam eden kazılarda karşılaÅŸtıkları buluntular ile ilgili Polat, ÅŸunları söyledi:</p>
<p>“İçinde bulunduÄŸumuz kazı alanı, BeÅŸiktaÅŸ istasyon alanı. Biz burada <a class="tkktLnk" href="https://www.sabah.com.tr/haberleri/istanbul" target="_blank" rel="noopener tag noreferrer">İstanbul</a> Arkeoloji Müzeleri olarak 2016 yılında çalışmalara baÅŸladık. Burası biliyorsunuz, BeÅŸiktaÅŸ Meydan’da. Hemen meydan seviyesinden itibaren baÅŸlayan çalışmalarda yüzeyden 2 metreye kadar güncel dolgu ardından, 1910 yılında yapılmış tramvay hattı ve depolarına ait kalıntılara ulaÅŸtık. Bu kalıntılar koruma kurulu kararı ile kaldırıldıktan sonra çalışmalara devam edildi. Hemen altından geç Osmanlı, ardından orta ve geç Bizans dönemi olmak üzere Bizans dönemi buluntularına rastladık.</p>
Bu katmandan hemen sonra ise, Boğaz hattı için çok önemli olan klasik dönem, yani bizim M.Ö. 6. yüzyıl dediğimiz klasik, Helenistik ve Roma dönemine ait küçük buluntulara rastladık. Bunlar esasında bu bölgede yapılmış ilk kazıda çıkan bulgular olması nedeniyle önemliydi. Ama esas Beşiktaş için önemli olan, bu klasik dönem dolgusunun hemen altında günümüz deniz seviyesinden 1 buçuk metre aşağıda dairesel plan veren taş dizilerine rastlanmış olması.</p>
Buradaki dairesel planlı taÅŸ dizilerinin, biraz kazılar ilerlediÄŸinde kurgan tipi mezarlar olduÄŸu açığa çıktı. Yaklaşık M.Ö. 3500 yani kronolojide ilk Tunç dediÄŸimiz çaÄŸlara ait. Bu dairesel plan veren taÅŸ dizileri halindeki kurganların içinde ve dışında, yaklaşık 82 adet mezara rastladık. Bu 82 adet mezarın 75 tanesi kremasyon yani yakarak gömülmüş iskeletlere ait. 7 tanesi ise inovasyon dediÄŸimiz yani doÄŸrudan gömü olan mezarlardı.”</p>
<strong>“YAKILARAK GÖMÜLEN İSKELETLER UFALANMIÅž KEMİKLER HALİNDE KARÅžIMIZA ÇIKIYOR”</strong></p>
<p>İlk Tunç çağına ait bu kurganların içinde, farklı tipte gömü çeşitlerinin olduğunu gördüklerini dile getiren Polat,<br />
“Yakılarak gömülen iskeletler, çok ufalanmış kemikler halinde karşımıza çıkıyor. Burada bazı kurganların içerisinde, direkt yerinde yakılmış ve orada bırakılmış mezarlar mevcut, bazı mezarların içerisinde de farklı bir yerde yakılıp, piÅŸmiÅŸ toprak kapların içine konulup getirip buraya gömülmüş mezarlar da mevcut. Bu mezarların içinde, iskeletlerle beraber, mezar hediyeleri olduÄŸunu gördük. ÇoÄŸunluÄŸu bunların piÅŸmiÅŸ toprak kaplar. Çok az miktarda ise arsenikli bakır dediÄŸimiz aletler tespit ettik. Bunlarla beraber küçük oyuncak arabaların tekerlekleri olabilecek piÅŸmiÅŸ topraktan objeler tespit edildi” ÅŸeklinde konuÅŸtu.</p>
<strong>BUGÜNE KADAR BENZERİ BULUNAMAYAN FİGÜRİNLER ORTAYA ÇIKTI</strong></p>
<p>Buradaki mezarların, Türkiye’de bulunmuÅŸ en eski kurgan tipi mezarlar olması nedeniyle öneminin büyük olduÄŸunu ifade eden Polat, şöyle devam etti: “Bunlar ilk Tunç çaÄŸlarına ait. Burada bir mezarın içerisinde, iki adet piÅŸmiÅŸ toprak figürin tespit ettik. Biri büyük, biri küçük olmak üzere ayak ucuna, birbirlerine deÄŸecek ÅŸekilde mezara yerleÅŸtirilmiÅŸlerdi. Bunların önemi ise, bu figürinlerin benzerini bugüne kadar bulamamış olmamız. Figürinlerin üzerinde bazı semboller yer almaktaydı. Biraz araÅŸtırdığımız zaman bunların runik alfabe sembolleri olduÄŸunu gördük. Romanya tarafında Vinca kültüründe görülen semboller.”</p>
<strong>DÜNYA GÖÇ HARİTASINI DEĞİŞTİREBİLİR</strong></p>
<p>Mezarlar sayesinde ulaÅŸtıkları verilerin, <a class="tkktLnk" href="https://www.sabah.com.tr/haberleri/dunya" target="_blank" rel="noopener tag noreferrer">dünya</a> göç haritasını deÄŸiÅŸtirebileceÄŸini ve bu nedenle çok önemli olduÄŸunu vurgulayan Polat, “Dünya göç haritasına baktığımız zaman, Karadeniz’in Kuzey’inden, Balkanlardan Anadolu’ya doÄŸru bir göç olduÄŸu görülmekte Tunç çağında. Ama buradaki son veriler, buradaki mezarlar, içerisindeki küçük buluntular ve runik alfabe sembolleri deÄŸerlendirildiÄŸi zaman, Anadolu’dan Baklalara, oradan Avrupa’nın KuzeydoÄŸusu ve Karadeniz’e doÄŸru göç haritasını deÄŸiÅŸtirebilir. Bundan dolayı, BeÅŸiktaÅŸ kurganları çok önemli. Burada yerinde yakılıp gömülen mezarlar da literatür için ilk örnekler. Buradaki bir örnekte ÅŸunu gördük, ceset yakılmadan önce hocker pozisyonunda, yani cenin pozisyonunda aÄŸaçların üzerine yatırılıyor, üzerine aÄŸaç seriliyor ve bu ÅŸekilde yakılıyor. Daha önce nasıl yakıldığına dair elimizde bir veri yoktu. O nedenle bu da literatür için çok önemli” diye konuÅŸtu.</p>
Buradaki buluntuların akıbetinin ne olacağı ile ilgili ise Polat, “Åžu an arkada gördüğünüz çalışma, Bu metro istasyonunun ikinci bölümü. Birinci kısımda çıkan kurganlar ilgili kurul kararınca istasyonun en üst kısmında sergilenmek üzere belgelenerek kaldırıldı. Bu kısımdaki yeni çıkardığımız kurganlar da büyük ihtimalle kaldırılıp onlarla beraber, metronun en üst kısmında sergilenecek” dedi.</p>