Marmara Belediyeler Birliği’nde seminer veren Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Artun Ünsal, “İstanbul, çok kültürlülük konusunda dünya örneğidir. İstanbul her zaman çok kültürlülüğü içinde barındırdı ve hiçbir zaman tek kültürlü bir yapıda kalmadı. Bundan sonra da kalmayacak” diye konuştu.
Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” ana başlıklı kültürel programlara, “İstanbul’un Yemek Kültürü” semineriyle devam edildi. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Artun Ünsal tarafından verilen seminer, Birliğin Eminönü’nde bulunan merkez binasında gerçekleştirilirken, açılış konuşmasını yapan Birlik Danışmanlarından Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz, Artun Ünsal’ın aslen siyaset bilimci olduğunu hatırlatırken, “İstanbul Dersleri” programlarının, birbirinden önemli konu ve konuklarla devam edeceğini de belirtti.
“TÜM YİYECEKLER, KÜLTÜREL BİR DEĞERDİR”
Önemli bir konu seçimi yaptığı için, Marmara Belediyeler Birliği’ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Artun Ünsal, yaşanan zamana ait her şeyin bir kültür olduğunu hatırlatarak, “Aklınızın alabildiği tüm sofra çeşitleri ve yiyecekler aslında kültürel bir değerdir. Simitle çay da bir değer, kokoreç de bir değer, balık ekmek de bir değer. Hatta hiç hoşuma gitmeyen, Eminönü’ndeki balık-ekmek ve turşucuların giydikleri palyaço gibi kıyafetler de bir kültürdür. Bunlar geleceğe taşınacak ve tarihteki yerini alacak” dedi.
“İSTANBUL’UN YEMEĞİ, DİNLERİN DEĞİL, İSTANBUL’UNDUR”
Yemeklerin dinlere göre şekillenmediğini belirten Prof. Dr. Artun Ünsal, “Müslümanlar, Museviler, Ermeniler, Rumlar aynı yemekleri yiyor. Bu bakımdan Ermeni Mutfağı, Musevi Mutfağı gibi ayrımcılık yapılmasını ve bu tarz kitaplar yazılmasını hoş karşılamıyorum. Herkesin bildiği gibi Müslümanlar domuz eti yemez; Museviler ve Ortodokslar ise yer. Onlar da belirli günlerde protein barındıran yiyecekler yemezler. Aradaki fark bu kadardır. İstanbul’un yemek kültürü, çeşitli dinlerin ve mezheplerin değil, İstanbul’undur. Bu konuda anlamsız ayrılıklara gidilmesi doğru değil” dedi.
“DÜNYA, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜĞÜ İSTANBUL’DAN ÖĞRENDİ”
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Ünsal, İstanbul’un çok kültürlülüğüne de değinerek, “İstanbul her zaman, çok kültürlülüğü içinde barındırdı ve hiçbir zaman tek kültürlü bir yapıda kalmadı. Bundan sonra da kalmayacaktır. Bu konuda İstanbul bir dünya örneğidir. Dünya, çok kültürlü hayatı ve birlik beraberlik içerisinde yaşamayı İstanbul’dan öğrendi” derken, açıklamalarını, “Çocukluğumun İstanbul’unda, zengin fakir bir arada gelir giderdi okullarına. Bugünlerde özel Mercedes’lerle gidip geliyor zengin çocukları. İstanbul’da böyle dolaşan çocuk, İstanbul’u koklayabilir, İstanbul’u tadabilir mi?” diyerek sürdürdü.
“ÇOCUKLARA SOFRA ADABI VERİLMELİ”
Prof. Dr. Artun Ünsal son olarak, çocuklara sofra adabı verilmesi gerektiğini hatırlatırken, “Kadınlar çocuk terbiyesini tam olarak yapamıyor. Buna yemek ve sofra adabı da dahil. Yemek kültürü ailede başlar ve en önemli etken de, çocuk gelişimindeki birçok konuda olduğu gibi, yine annedir” derken, önümüzdeki günlerde “İstanbul’un Lezzet Tarihi” isimli bir kitap çıkaracağını da sözlerine ekledi.