Serin ve yağmurlu ilkbahardan sonra yaz sıcakları geldi çattı ve sıcaklarla birlikte o çok beklenilen yaz tatili de. Yavaş yavaş Karadeniz sahillerine ve tatil köylerine yerli ve yabancı turistler akın etmeye başladı.

Ancak diğer yıllara nazaran, ki eskiden rezervasyon yapmadan tatil köylerinde boş yatak bulmak hemen hemen imkansız olurdu, bu yıl Karadeniz sahillerinde bir sükünet söz konusu. Heralde tuzim alanında çalışanlarının pek başarılı turizm sezonı olmayacağı tahminleri doğru çıkacak.

Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre, yabancı turist sayısında 2008 yılına nazaran %8 oranında düşüş var. En ciddi bu rakam Büyükbritanya, Almanya ve Rusyalı turistler arasında gözleniyor, ki bu turistlre turizm piyasalarının temelini oluşturuyor. Buna karşılık gün geçtikçe daha fazla Romen, Çekyalı, Macar ve Moldovalı turist ülkemize ilgi gösteriyor. Ancak söz konusu bu turistler, kaybettiğimiz turistleri telafi edemiyor. Diğer taraftan, daha fazla Bulgaristan vatandaşı tekliflerin cazibeliğine kapılarak tatilini komşu Yunanistan ve Türkiye’de geçirmeyi tercih ediyor. Devlet Turzim Ajansı, Ağustos ayında turizimde bir canlanma beklese de, ki genellikle Bulgaristan turizmi bu ayda doğruk noktaya çıkıyor, bu sezonun zayif geçeceği apacak ortada. Bulgaristan ile birlikte bölgeden diğer ülkeler de aynı sorunu yaşıyor. Nedeni ise gayet açık-dünya ekonomik krizi, ki bu kriz birçok insanı yurtdışı tatil ve seyahatlerden vazgeçirdi.
Buna rağmen yabancı turistler, güzel doğası, uygun fiyatları ve elverişli tatil imkanlarından dolayı Karadeniz bölgemizden vazgeçemiyor. Deniz otelleri bütün konfora sahipler. Uydu çanak anteninden, wireless bağlantısına kadar, yüzme havuzlarından çocuk parklarına kadar ve olmassa olmazlardan spa merkezleri.

Gündüzleri turistler güzel plajlarda güneşlenebiliyor. Burada da eğlenceler eksik değil. Jet ski, jetler, kayt sırfing, deltaplanerler vs. Gençler, genellikle Slınçev bryag tatil merkezini tercih ediyorlar. Buradaki barlarda eğlenceler sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor. Bu yıl az turist sayısına rağmen Karadeniz bölgesindeki bazı eğlence merkezlerinde müşteriler eksik değil. Kriz ortamında ayakta kalabilmek amacıyla bazı lokanta ve bar sahipleri fiyatlarda ciddi düşüş uyguladı. Aynı şey deniz otelleri için de geçerli. Yatak kapasitesini doldurmak amacıyla bazı otel sahipleri fiyatlarda şok indirin uyguladı.

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 19)

Ancak Devlet Turizm Ajansı Başkanı Aneliya Kuşkova’ya göre, bu Bulgaristan turizmi için hiç de iyi bir işaret değil..
“Şu anda fiyatlar zaten çok uygun”-diyor Aneliya Kruşkova ve devam ediyor.” Ben öyle fiyatlar gördüm ki, inanılmaz düşüktü. Bu, otel sahipleri için zararlı, çünkü herşeyin bir maliyeti var ve onlar bu şekilde devam ederse günün birinde iflas edecekler. Diğer taraftan, Karadeniz bölgemizdeki fiyat listesi son derece renkli. Bu iyi, çünkü herkese göre birşeyler var. Denize sıfır otel ve tatil yerleri dopdolu, bu da umut verici.

Ayni şey denizden uzak ve yeni inşaa edilen otel ve semtler için geçerli değil. Yaz sezonunun tam ortasında onlar yarı yarıya çalışıyor. Sahipleri ise iflasın eşiğine gelmiş ve ne yapacaklarını bilmiyorlar. Yatırımcıların Karadenizimizi tepeden tırnağa kadar değiştirdikleri de bir gereçek. Yeşillekler içinde kaybolan ve sükünet içinde yaşamını sürdüren tatil köylerimiz adeta bir şantiyeye döndü. Yanyana, omuz omuza, çatı çatıya yağmurdan sonra mantar gibi türeyen birçok lüks tatil köyü ve kompleks kuruldu, ki bazıları bizim mimari görüşlerimizden çok uzak bir tarza sahipler. Örneğin eski Bulgar evleri tarzındaki otelin yanında Ortaçağı kulelerini ve saraylarını, İsveç dağ evlerini ve Havaii saman evlerini görebilirsiniz. Ancak burada asıl problem inaşatların deniz sahilini işgal etmesi ve otelin boş kalması.

“Büyük ihtimalle turizm sezonunun sonuna kadar kapılarını açmayan oteller de olacak”-diyor Aneliya Kruşkova ve devam ediyor. Bu tamamen otel sahiplerin bir kararıdır. Şu ana kadar iflas eden oteller hakkında bilgimiz yok, ama var olduklarını biliyoruz. Aynı zamanda ülkenin içindeki tatil köyleri ve merkezleri tam kapasite çalışıyor. Asıl problem deniz bölgesi. Öyle görünüyor ki, bu problem devam edecek. Çünkü son yıllarda art arda dikilen onlarca otelin %100 dolu olmasını bekleyemeyiz. Bu bir ütopya.”