Sütunlu caddeleri, mozaikleri, kapıları, kiliseleri, hamamları, Anadolu’da yapılan en eski cami, Roma Olimpiyatlarının yapıldığı stadyum ve antik tiyatro alanları gibi birçok tarihi mekanın bulunduğu Anavarza antik kentinde başlatılan kazı çalışmalarına bütçe yetersizliği nedeniyle ara verildi.
Kazı ekibinden arkeolog Eyüp Çakmak, “1 Eylül 2012 tarihi itibarı ile Anavarza antik kentinde kazı çalışmalarımıza başladık. Anavarza, ovalık Kilikya bölgesinin önemli bir yöresi ve başkentidir. Anadolu’nun önemli kentlerinden bir tanesi olup geniş mimari açıdan oldukça önemlidir. Bizler de şu an tiyatro bölümünde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Kazı alanı belirledik. Buradan açmaya başladık. Oturma yerleri ve alttaki temelin nasıl olduğunu büyük ölçüde saklamaya çalıştık. Anavarza antik kenti tiyatrosunun ne zaman yapıldığına ve kaç aşamalı olduğuna dair önemli bulgulara ulaştık.” dedi.
Kazı çalışmalarının bilimsel danışmanı Mersin Üniversitesi Arkeoloji bölümünden Doç. Dr. Murat Durukan ise şunları söyledi: “3 Eylül 2012 tarihinde başlayan Anavarza kazılarının ilk kampanyası bugün sonlanıyor. Yaklaşık 2,5 aydır Anavarza’da tiyatro bölümünde kazı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Milattan önce 1. yüzyılda kurulmuş olan zengin bir şehir. Ancak Anavarza M.S. 3. yüzyılda en zengin çağına ulaşmış bir kenttir. 4. yüzyılın sonlarında 5. yüzyılın başlarında imparator Teodostos tarafından Kilikya ikiye bölünmüş, bir tarafı Tarsus diğer tarafı Anavarzus başkent olarak belirlenmiştir. Dolaysıyla biz burada Kilikya kentlerinin başkentlerinden birinde kazı çalışmalarımız başlattık. Anavarzus genişlik olarak çok büyük bir alanı kaplayan antik kenttir. Bu antik kentlerde büyük metropollerde göreceğimiz mimari anıtsal yapılar var. Bunlardan biri tiyatro. Tiyatroda çalışmalarımız büyük sürpriz sonuçlar verdi. Tiyatronun oturma basamakları ile ilgili sahne ve oturma basamaklarının taşları Arap surlarına çekilmiş ve burası M.S. 8 yüzyılda taş ocağı olarak değerlendirilmiş. Şu anda kentin biraz daha ileriki noktalarında sur duvarlarını görüyoruz.”
“HARUN REŞİD DÖNEMİNDE, KENTİN SURLARININ TEKRAR İNŞA EDİLDİĞİ BİLİNMEKTEDİR”
Durukan, “Karşılaşılan manzara sadece ana kaya üzerindeki taş yataklarıdır. Bunun üzerine tiyatronun oturma basamaklarının nereye götürülmüş olduğu araştırılmış ve aranan dev bloklar Arap surlarında bulunmuştur. Bu antik kenti ele geçirip uzun süre ellerinde tutmuş olan Abbasilerin ünlü kralı Harun Reşid döneminde, kentin surlarının tekrar inşa edildiği bilinmektedir (M.S. 796). Olasılıkla bu evrede kentin tiyatrosu bir taş ocağı gibi değerlendirilmiş ve düzgün kesilmiş olan oturma basamakları ile sayısız blok taş, sur duvarlarının inşasında kullanılmak üzere tiyatrodan taşınmıştır. Bu sayede Abbasilerin işçilikten, zamandan ve paradan tasarruf ederek bir sur duvarı inşa ettiği, ancak Roma tiyatrosunun yapı taşlarının önemli ölçüde yer değiştirmiş olduğu tespit edilmiştir. Buraya gelen ziyaretçiler, tiyatroya ait yapı taşlarını Arap surları üzerinde gayet iyi durumda görebileceklerdir. Biz bu sonucu çok önemsedik. Çünkü yarın burası çok önemli bir turizm merkezi haline gelecek.” ifadelerini kullandı.
Önümüzde yıl çalışmalarını Ala Kapı’da gerçekleştireceklerini belirten Durukan, şunları ekledi: “İlk olarak ana kapıyı restore edeceğiz. Önümüzdeki sene ortaya çıkarmak üzere çalışmalarımız bu noktada yoğunlaştıracağız. 1300 civarında sütün parçası sayılabilir civarda, caddenin genişliği 30-35 metre arasında değişiyor. Dolayısıyla antik çağlarla ilgili çalışmalarımızda bu kadar geniş bir caddeye rastlamadım. Uzunluğuna gelecek olursak yaklaşık 2,5 km cadde devam ediyor. Şimdi Ceyhan Nehri’nin alüvyonların altında kalmış bir vaziyette caddenin bir bölümü. Biz bu caddeyi ortaya çıkarmak için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz.”
“KÖYÜN TAŞINMASI SÖZ KONUSU OLABİLİR”
Buradaki yüz haneli köyün taşınmasının söz konusu olabileceğini kaydeden Durukan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu konu ile ilgili yerel yöneticiler ve bakanlıkla görüşmelerimiz olacak. Eğer köyü kolay taşıyabilirsek köy evlerinin altında mozaikler olduğunu biliyoruz ve duyumlar alıyoruz. Bu mozaiklerin burada yoğun olduğunu tahmin ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu konu ile ilgili gelişmeler yaşayacağız. Söz konusu mozaikleri bulunduğu yerde koruyabiliriz.”
Ödenek konusunun en önemli sıkıntıları olduğunun altını çizen Durukan, “Bu yıl çok dar bir bütçe ve küçük bir ekiple çalışmalarımıza başladık. Anavarza gibi antik ve büyük bir kenti en az 100-150 kişilik bir ekiple çalışmamız gerekiyor, ancak şu an 15 kişi ile çalışmalarımıza başladık. Bu çalışmalarımızın başlamasında Sayın Kaymakamımız ve belediye başkanımızın büyük katkısı var. Köy konağına ve kullanılmayan köy okulunu bize tahsis etmiş olmaları çok güzel. Ancak bütçe ile ilgili sadece bakanlıktan gelen dar bir bütçe ile çalışmalarımızı yapmış bulunuyoruz. Umarım önümüzdeki yıl bütçemizi daha da genişleterek çalışırsak ve ekibimiz geniş olursa Anavarza’da gizli kalmış güzelliklerin birçoğunu daha çabuk gün yüzüne çıkarmış oluruz.” diye konuştu.
ANADOLU DA EN ESKİ CAMİ
Anadolu’da en eski camilerden bir tanesinin Anavarza’da olduğu noktasında tespitler olduğuna dikkat çeken Durukan, “Bu tespitleri doğrulayan arkeolojik çalışmaları yapınca tezimin gerçekten doğru olup olmadığını göreceğiz. Anavarza’yı, bilim, kültür ve ekonomi dünyasına hizmet eder duruma getirmek için çalışmalarımız önümüzdeki yıllarda devam edecektir.” dedi.
ANAVARZA TOPRAK TARAFINDAN ÖRTÜNMÜŞ
1143 dönümlük Anavarza kentinin bakanlığa tahsisli ve mülkiyet sorunun olmadığının altını çizen kazı başkanı Adana Müze Müdürü Kazım Tosun, şu bilgileri verdi: “Anavarza kazısı bakanlığımızın talimatı doğrultusunda müdürlüğümüz başkanlığında 13 işçi ile bakanlığımızdan sağlanan ödenekle eylül ayından itibaren çalışmalarımıza başladık. Bize göre Anavarza şehri toprağın altında. Yukardan gelen erovizyon sonrası bu şehir toprak tarafından örtünmüş. Kaleye çıktığımız zaman bu şehir planı belli oluyor. Kazı yapıldığı zaman bu şehir, mozaikleri, sütunlu caddeleri yavaş yavaş ortay çıkacağına inanıyorum.”