Disko müziğinin efsane grubu Boney M ikinci kez Türkiye’ye geliyor. Grup, önümüzdeki cumartesi günü Çeşme’de düzenlenecek şarkı yarışmasında sahneye çıkacak.
Disko müziğinin efsane grubu Boney M ikinci kez Türkiye’ye geliyor. Grup, önümüzdeki cumartesi günü Çeşme’de düzenlenecek şarkı yarışmasında sahneye çıkacak. Grubun solisti Williams Türk dinleyicisi ile buluşmak için çok heyecanlı
Efsane grup Boney M, disko ateşini grubun ilk üyesi Maizie Williams’la yakmaya devam ediyor. Tüm dünyayı hâlâ, unutulmaz disko şarkıları ile dans pistlerine çağıran Boney M ve Maizie Williams 4 Temmuz’da Çeşme Uluslararası Şarkı Yarışması’nın final gecesinde sahne alacak. Bu efsane grubun hikayesini, unutulmaz şarkılarını ve Maizie Williams’ın tanıklık ettiği disko tarihini konuştuk. İşte anlattıkları…
Boney M bir disko efsanesi ve siz bu efsaneye en başından itibaren tanıklık ettiniz. Sizi bu efsanenin bir parçası yapan hikayeniz nasıl başladı?
İçimde hep şov dünyasında yer almak isteği vardı. Kimya bölümünde okurken bile tiyatro ve dans dersleri alıyor, özel gecelerde şarkı söylüyordum. Aklım tamamen şov dünyasındaydı… İlk adım olarak Londra’da modellik akademisine kaydoldum. Daha derslerim devam ederken, televizyon reklamlarında, fotoğraf çekimlerinde yer almaya başlamıştım. 19 yaşıma geldiğimde bir model olarak, Avrupa’yı geziyordum. Dönemin dev yıldızları Supremes, Temptations, James Brown gibi isimlerin davet edildiği resepsiyonlara gidiyordum. Moda haftası için gittiğim Almanya’da iş dışındaki zamanlarda Banhoff Cafe’ye gidip, keyif yapıyorduk. Meğer disko kültürünün mimarı Frank Farian’ın aklında üç kız ve bir erkekten kurulu bir grup yaratmak varmış. O dönemde bir model olarak ilgi görüyordum ve moda haftası için Almanya’ya geldiğimde Frank’ın benden haberi olmuş. Ben kafede otururken bana bana projesiyle geldi. Grubun geri kalan üyelerini toparlamak için Boney M’in ilk adımını attık. Boney M’in ilk üyesi olmuştum…
HAYALLER GERÇEK OLDU
Grubun diğer üyelerini nasıl toparladınız?
Frank erkek üye olarak Bobby adında bir DJ’den bahsetmişti ve Bobby’nin Almanya’da çok popüler olduğunu, çaldığı mekanlarda herkesi çok eğlendirdiğini ve ayrıca dans da ettiğini söyledi. Beraber çaldığı mekana gittik ve “İşte bu!” dedim. Harika bir enerjisi vardı. Hemen sahneye çıkmamızı istiyordu. Bazı özel gecelerde şarkı söylemeye başlayacaktık. Aramıza Claudia katıldı ve fotoğraflar çektirdik ama Claudia projeye devam etmedi. O sıralarda gece kulüplerinde şarkı söyleyen Marcia da aramıza katıldı. Böylelikle Boney M’in tek bir bayan vokale daha ihtiyacı vardı. Frank, Liz Mitchell’den bahsetti. O da aramıza katılınca Boney M kuruldu.
Boney M, kurulur kurulmaz hemen bir plak için kolları mı sıvadınız?
Önce özel gecelere, şovlara, festivallere çıkıp şarkılar söyledik. Kendimizi plaktan önce sahnede bulduk. İlk televizyon şovumuz Hollanda’da bir televizyon programıydı. 1975-1976 dönemini Almanya’da canlı şovlara çıkarak çok yoğun bir sahne dönemi yaşadık. Plak için kayda girdikten sonra yaşadıklarımız inanılmazdı. Plak şirketinin o dönemlerde bir projeye gerçekten inanması gerekiyordu ve Frank projesine o kadar inanıyordu ki, hepimizin hayali gerçek oldu.
Boney M’in ilk satış bir numarası ‘Daddy Cool’ 1976 yılında ortalığı kasıp kavurduğunda, bu kadar büyük bir başarı bekliyor muydunuz?
Bizim için büyük heyecandı ama konserler, şovlar ve ardı ardına yeni plaklar için stüdyoda o kadar yoğun bir koşturmaca içindeydik ki, ‘Daddy Cool’ döneminde ünümüzün farkında değildik. ‘Rivers of the Babylon’ büyük ilgi görüp ‘Guinness Rekorlar Kitabı’nda en çok satan plaklar arasına girince şöhretimizin farkına vardık ve daha çok heyecanlanmaya başladık.
O dönemde ‘Mary’s Boy Child’ şarkısı da tıpkı ‘Rivers of Babylon’ gibi satışlarıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişti ve her ikisi de İncil’den alıntılarla yazılmış şarkılardı. Peki hâlâ bir disko efsanesi olan şarkınız ‘Ma Baker’ın öyküsü neydi?
‘Ma Baker’ tıpkı ‘Bonnie&Clyde’ gibi yaşayan bir gerçek hikaye. Acımasız, banka soyan, silahlı, adam öldüren bir kadının hikayesi… Boney M şarkılarının bazıları bizim yarattığımız hikayeler ama hepsi mutlaka bir şey anlatıyor. O dönem için en büyük orijinalliklerimizden biri de, her şarkı için bambaşka imajlarla ortaya çıkmamızdı.
TÜRK MÜZİĞİNİ SEVİYORUM AMA İSİM SORMAYIN
Çeşme Uluslararası Şarkı Yarışması’nın, final gecesinde sahneye çıkıyor olacaksınız. Aynı gece Tarkan da sahneye çıkacak. Bizim pop yıldızlarımızdan kimleri tanıyorsunuz?
Çeşme’ye ikinci kez geliyorum, Çeşme’nin güzelliklerle dolu olduğunu biliyorum ama geçen sefer geldiğimde yağmur yüzünden hiç gezememiştim. Bu kez hem gezmek hem şarkı söylemek için oradayım. Türkiye’nin pop yıldızlarını Eurovision’da gördüğüm kadar biliyorum. Ama bana sakın isimleri sormayın… Türk geleneksel müziklerini daha çok merak ediyorum, daha önce bazı geleneksel müziklerinizi dinlemiş ve çok beğenmiştim.
Çeşme Şarkı Yarışması’yla 4 Temmuz Cumartesi günü yine Türk izleyicisiyle buluşuyorsunuz. Türkiye ve Çeşme hakkında neler söyleyeceksiniz?
Daha önce Antalya, İstanbul ve Çeşme’yi ziyaret ettim. İstanbul olağanüstü bir şehir, Çeşme’yi tekrar göreceğim için çok mutluyum, geçen ziyaretimde yağmur planlarımı altüst etmişti, bu kez tadını çıkarıyor olacağım. Daha önceki konserlerimizde, çok dinamik bir seyirci vardı. Bu sene Çeşme Şarkı Yarışması’nda sahnede disko yaratıyor olacağız.
İMAJIMIZ ASLA ADİ YA DA KABA DEĞİLDİ
O dönem için plak kapaklarında cesurmuşsunuz. Mesela zincire vurmuşsunuz kendinizi?
70’ler imaj dönemiydi ve her şarkı için başka bir imaj yaratmamız, başarı sırlarımızdan biriydi.’Rasputin’ için Rus imajı, ‘Rivers of Babylon’ için Mısırlı kostümleri, ‘Sunny’ için son derece havalı bir zarafet, ve her şarkı için ayrı bir heyecan yaratmıştık ama asla adi ya da kaba imajlar değildi. Cesur oldukları doğru ama sunulabilir imajlardı.
Cenk ERDEM-SABAH
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 10) Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 7)