Penelope Cruz ile birlikte rol aldığı Twice Born filmiyle başta İtalya olmak üzere Avrupa’da da tanınmaya başlayan başarılı oyuncu Saadet Işıl Aksoy İtalya ‘da evlenmeye hazırlanıyor.
İtalyan yönetmen Sergio Castellitto’nun “Twice Born” filminde Penelope Cruz ile rol alan Saadet Işıl Aksoy, son olarak İtalyan devlet kanalı Rai’de yayınlanacak “Ragion di Stato” isimli film için kamera karşısına geçti.
İtalya Turları için tıklayın
Pamir Kıraner ile aşk yaşayan Saadet Işıl Aksoy İtalya’da nikah masasına oturacak. Bu yaz gerçekleşmesi beklenen düğünde Aksoy ve Kıraner ailelerinin ve sadece yakın dostların yer alacağı da magazin basınında yazılıyor.
Posta gazetesinden Pınar Yüksel’in Saadet Işıl Aksoy ile yaptığı röportaj;
Nasıl bir karakter Eleni?
Eleni Büyükada’da büyümüş Rum bir ailenin kızı. Çok güzel bir hayatı olmuş. Hiçbir sıkıntı yaşamadığı için hayata toz pembe bakıyor. Babası çok güçlü bir adam. Çocukluğundan beri tanıdığı Sedat ile aşk yaşıyor. Ancak babası bu aşka karşı çıkıyor.
Rum aksanını nasıl hallettin?
Bir aksan koçumuz vardı. Benim karakterimin çok ağır bir aksanı olması gerekmiyordu. Çünkü Rum da olsa üniversitede okuyan, Türk arkadaşları olan bir kızdı.
Eleni aşk için her şeyi yapan bir kadın… Aradan 50 yıl geçmiş. Bugün ‘aşk’ta değişen ne?
İnsan duygularının değişmediğini düşünüyorum. Aşk hala var. Bağlılık, fedakarlık bunların hepsi günümüzdeki aşklarda da var. Değişen şey şartlar. O zaman teknoloji yoktu. İnsanlar bu kadar kolay seyahat edemiyordu. Şimdi nerede olursanız olun sevgilinize çok çabuk ulaşabiliyorsunuz. Bunun bu kadar kolay olması da günümüzdeki engel. Ama gerçek bir aşk varsa bu engeller onu sadece daha güçlü hale getirir.
Sürekli seyahat ediyorsunuz. Göçebe bir hayatı seviyor musunuz?
İşten dolayı böyle bir durum var ama seyahat etmeyi çok seviyorum. Oyunculuğu başka ülkelerde de yapmam beni daha hareketli yapıyor.
Bu göçebelik aşk hayatını zorlaştırmıyor mu?
Zor olmuyor. Bazen erkek arkadaşım Pamir’le birlikte seyahat ediyoruz. Benim boşluklarım olunca geliyorum. İletişim kurmak çok kolay artık, her gün internetten kameralı konuşuyoruz.
Bu durum ilişkinizi olumlu etkiliyor gibi görünüyor…
Evet, hoşumuza gidiyor, hatta heyecan bile katıyor. Çünkü ikimiz de seyahat etmeyi çok seviyoruz. Kimi zaman işlerimizden dolayı kimi zaman da zevkimiz için devamlı bir seyahat halindeyiz Pamir’le.
Yurt dışına açılmanız nasıl oldu?
Bu mesleğe girerken hayalim; seyahat edeceğim, başka kültürlerden insanlarla çalışacağım, farklı ülkelerin, insanlarına hitap edeceğim bir oyuncu olmaktı. Bu yüzden hep bu yönde bir çabam oldu. Festivallere çok önem verdim. ‘Yumurta’ filminde oynamam benim için çok iyi oldu. Çünkü Cannes Film Festivali’nde gösterildi. Festivallerde pek çok insanla tanıştım ve bağlantılar kurdum. Ancak bu yalnız başına yetmez, kendiniz üzerine de çalışmalısınız. Yeni diller öğrenip, oyunculukla ilgili kendinizi geliştirmelisiniz.
Sürekli bir dil öğrenme halinde olduğunuzu biliyorum. Nasıl başarıyorsunuz bunu?
Sabah erkenden kalkıp dil çalışıyorum. Ekstra zaman harcamanız gerekiyor tabii. Ancak bu bana zorluk gibi gelmiyor çünkü keyif alıyorum. Bir insanın çalışarak yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
Hiç tembellik yapmıyor musunuz?
Yapıyorum ama şöyle; yazın wakeboard yapmayı öğreneceğim diyorum, yapıyorum da. Yani hem eğleniyorum hem de bir şey öğrenmiş oluyorum. Ancak bir şey itiraf edeyim, belki bir rol gelir de lazım olur diye de düşündüğüm oluyor.
Çok hırslı mısınız?
Hırsın tanımı önemli. Negatif anlamda hırslı değil de, çalışkanımdır. Hedef koyup o hedefe ulaşırken konsantrasyonu bozulmayan biriyim. Pes etmem.
Başarıyı seviyorsunuz o zaman?
Evet seviyorum. Kendime yeni hedefler koyup o hedefleri takip etmeyi, sonrasında yenilerini koymayı seviyorum. Çünkü hayatta beni enerjik ve iyi tuttuğuna inanıyorum.
Yurt dışında rol aldığınız yeni bir projeniz var değil mi?
İtalya’nın en büyük TV kanalı ‘Rai Uno’ için yapılan bir proje. İtalya’nın ünlü aktörü Luca Argentero ile başrolleri paylaşıyoruz. Ben de Lübnanlı bir kadın olan Ranya’yı canlandırıyorum. Bir casusluk ve aşk hikâyesi. Roma ve Tunus’ta çekimlerimiz oldu. Çok güzel bir proje olacağını düşünüyorum.
Penelope Cruz’la önemli bir filmde önemli bir roldeydiniz; onunla oynamak nasıldı?
Setteki disiplininden, oyuncu arkadaşlarıyla olan ilişkisine, galada gazetecilerle olan iletişimine, kameralara karşı olan tavrına kadar çok takdir ettiğim bir oyuncu. Bu açıdan çok örnek alıyorum.
Sette bir arkadaş, bir kadın olarak nasıl biriydi?
Sette arkadaş olduğumuzda onun aslında bir kadın ve bir insan olarak nasıl mükemmel biri olduğunu keşfettim. Bu mesleğe bakışımda çok etkili oldu. Çünkü oyunculukta sadece güzel, sadece akıllı, sadece yetenekli ya da sadece çalışkan olmanız yetmiyor. Bunların hepsine sahip olmanız gerekiyor. Ancak o zaman Penelope Cruz olabiliyorsunuz.
Güzel bir kadın değil mi?
Çok güzel ama güzelliği başka bir boyutta. Bunun yanında akıllı, çalışkan ve yetenekli olduğu için güzel bir kadın.
Aynı zamanda anne de. Anneliği düşünüyor musunuz?
Yakın zamanda böyle bir plan yok.
Bundan sonra kariyer planlarınız neler?
Görüşmelerim devam ediyor. Amerika, İtalya ve Londra’da bir ajansım var. Bütün bunlar üzerinden bağlantı kurup deneme çekimleri yapıyorum. Ama her şey hemen olmuyor, çok çalışmak ve yatırım yapmak gerekiyor. Şu an büyük projeler için görüşmelerim var. Ancak olduktan sonra konuşmak daha doğru olur.